Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

13 Ekim 2018 Cumartesi

Huzur Ülkesi

Huzurun tanımı herkese göre farklıdır. Dahası kendisinde huzur bulduğumuz şeyler, insanlar birbirinden farklıdır. İşte tam da bu noktada huzuru bir ülke olarak hayal edelim. Gözlerimizi kapattığımız ilk andan itibaren ‘huzur’ tabelası karşımıza çıkıyor. İşte burasının adı hepimizde aynı, nüfusu, sınırları ve dekoru ise farklı olan ‘huzur ülkesi’. Huzurun tanımı renklerle yapılsaydı eğer, mavi ve yeşilin uyumlu kompozisyonu bu tanım olurdu. Mavi ve yeşilin muhteşem birlikteliği gözler önünde serili bir hal almış durumda karşımıza çıkıyor. Doğa ve renk cümbüşünün ahenkle dans ettiği mutlu bir birliktelik. Toprağın üzerinde yap-boz misali birbirini tamamlayan yeşillik silsilesi, rengarenk iç açıcı bir ahenk; çiçekler cümbüşü. İnsanı kendinden geçiren melodilerle, nağmelerle dolu kuş cıvıltıları. Tatlı bir esintinin insanda meydana getirdiği bir rahatlama ve mütebessim insan çehreleri. Çiçeklerin arasında letafet ve zarafetiyle dikkat çeken bir ahenk; orkide. Eski bir inanışa göre, orkide yeryüzünde açan ilk çiçektir ve diğer tüm çiçekler ondan türemiştir. Bundandır ki orkide yapısı itibarıyla hem alımlı hem de özel bir çiçektir. Orkide tarlasının hemen bitiminde engin mavilikte bir su birikintisi ve yukarıda bu suya rengini veren uçsuz bucaksız gökyüzü. Toprak zeminin bağrında -insan yanaklarındaki gamzeleri andıran- irili ufaklı çukurlar. Tüm bu huzur ülkesinde ise sadece siz ve sevdiğiniz insan. Huzur, bizlere aslında o kadar da uzak değil. Sahip olduğumuz her şey ve çevremizdeki güzel insanlar bu huzur ülkesinin teminatıdır. Tam manasıyla bakmasını bilene sahip olduğu her şey, biriktirdiği insanlar mutluluğun ve huzurun yegane kaynağıdır.

25 Eylül 2018 Salı

Adın

Adın dört mevsim,
Yaşım çocuk.
Adım Eylül,
Varlığın sükunet.
Adım ilkbahar,
Varlığın gökyüzü.
Adın mutluluk,
Varlığın ruha kamar.
Adın...
Adım...




24 Eylül 2018 Pazartesi

Kavram Karmaşası

Sahip olduğumuz, bildiğimiz ya da ürettiğimiz her yeni nesne, söz, durumu ifade etmek için genelde "kavram" tabirini kullanırız. Fakat farkında olmadan kavramları karşılamadıkları kalıplara sokmak da bize özgü bir durumdur. Kavramları karşılamadığı daha doğrusu karşılayamadığı kalıplara sokma çabası ya da bu kalıba soktuğunu zannetmek de ayrı bir ironidir. Çünkü "kavram" tabiri her ne kadar  terimlere isim olarak verilse de kendisi her türlü objektifliğini kaybetmiş durumdadır. Toplum, kavramı genellikle kendisine göre yorumlar. Kavram, insanın kendisi öyle olduğu, yaptığı ya da düşündüğü için doğrudur veya o anlamdadır. Bu formatta kavram zaten anlamını yitirmiş, sadece kişinin ya da düşüncenin ürünü olmuştur. Kavramların yorumlanmasının da farklı oluşu, doğru ya da yanlış olduğu ayırt edilmeksizin literatüre, yaşama kazandırılma çabası karmaşanın başlıca sebebi olmaktadır. Yorumlama ve adlandırmadaki öznellik; kavramı sadece dönemin, düşüncenin, kişinin, toplumun dar kalıplarındaki ürünü yapar. Oysa ki bir terim, düşünce, durum ya da nesneyi tanımlayan kavram evrensel olmalı, çeşitli farklılıklardan dolayı çok zaruri olmadığı sürece herhangi bir değişime uğramamalı, uğratılmamalıdır.

22 Eylül 2018 Cumartesi

Mutluluk Doktoru

Ve ben sadece senin varlığına susamışım,
Ben sadece senin varlığına acıkmışım.
Aslında ben sadece sana susacıkmışım.

Beytullah Duman


'Mutluluğu sende bulan senindir, ötesi misafir.'demiş, Mevlana. Ömür boyu mutluluğu arama çabasına da 'yaşam' deriz ya zaten. Yaşam boyu mutluluğun peşinden koşar, dururuz. O da yaramaz bir çocuk gibi biz kovaladıkça bizden kaçar. Kovaladıkça da farkına varamayız, sahip olduğumuz mutlulukların. Aslında mutlu olmak, mutlu etmek basittir. Elimizdeki imkanların farkında olmak, yeterince tamah etmek gerekir. Ama insan öyle mi, hep imkansızı arzular. Sahip olduklarının farkına varmaz da, hep bir uzaklarda mutluluğu arama çabası içindedir. Oysa, mutluluk denen yaramaz çocuk siz elinizdekidekilerin farkına varmadıkça uçurumun dibine kadar peşinden kovalatır da, farkına varamazsınız. Mutluluğun temelinde ise, sadece maddi isteklerin elde edilmesi değil, genellikle insanlarla ortaya koyduğunuz ilişkiler yatar. Çünkü; insan, insanın ilacıdır; insan, insanın ve dahi kendisinin doktorudur. Mutluluk da, doktor da farklı dillerde, farklı yazılsalar da anlamları tüm dünya dillerinde ortaktır. Mutluluk doktoru ise, kişiyi mutlu eden insandır, insanlardır. Mutluluk çok uzaklarda değil, sadece elinizdekilerin kıymetini bilin, sahip olduklarınıza sevinin, şükredin. Mutluluğun sahibi olmak için, sahip olduklarınızla mutlu olun.

16 Nisan 2017 Pazar

Bir Varmış, Bir Yokmuş

Bir varmış, bir yokmuş diyerek başlayalım söze. Bir varmış birbirini seven, anlayan yegane insanlar. Bir yokmuş bu erdemden yoksun insanlar. Bir varmış, bir yokmuş diye başladık ya zaten masal gibi, işte insanın bu halide bir varmış, bir yokmuş tıpkı masal gibi. Peki neymiş bu masalımsı erdem, cevabı basit aslında tabiki; sevgi, saygı, hoşgörü bunlar böyle uzar gider. Bu erdemler insanda bir varmış, bir yokmuş. İnsan olduğumuzu unutmuşuz, başlamışız birbirimizden nefret etmeye, sevmemeye. Halbuki ne güzel bir şeydir birisi tarafından sevilmek, saygı görmek. Üstüne üstlük hem sevmek hem de sevilmek ne büyük meziyetmiş insan mahiyetinde. Heyhat! Anlayana. Anlamak demişken, anlamak, anlaşılmak ve anlaşmak yakın gibi görünseler de aslında birbirleri ile farklı ancak bir o kadar da bağlantılı. İşte tüm bu meziyetler insanda bir varmış, bir yokmuş. Ne kadar da zormuş birine 'seni seviyorum' demek, diyebilmek. Elle tutacak kadar yakın, ama bir o kadar da uzak ürkek bir kuşu avuçlarından kaçırmamaya çalışmak gibi uğraşmak ne kadar da zormuş. Dedim ya bir varmış, bir yokmuş. Aslında hep varmışsın da şimdi yokmuşsun. Bir varmışsın, bir yokmuşsun. Ama umarım her zaman var olursun.

3 Nisan 2017 Pazartesi

Hanımefendi

Gülüşünüz diyorum hanımefendi,
Her bir anı ömre bedel.
Sebebi olmak mutluluk,
İzlemesi huzur verici.

Bahar gibisiniz hanımefendi,
Yaşamın her tonu mevcut sizde.
İlkbahar gibi ses tonunuz.
Sonbahar gibi esip gürlemeniz.

Mavi gibisiniz hanımefendi,
Baştan aşağı huzur dolu.
Yeşilin maviye olan aşkı gibisiniz,
Gökyüzünü seyreylemek bahane.

Su gibisiniz hanımefendi,
Berraklığı aydınlık saçan.
Su gibi varlığınız,
Her damlasına muhtaç olunan.

Nefes gibisiniz hanımefendi,
Hayat için gerekli olan.
Varlığıyla hayata yetensiniz,
Her şeye nefes aldıran.

Siz diyorum hanımefendi,
Aşk gibisiniz.
Hem bahar, hem nefes.
Size diyorum hanımefendi,
Aşk gibisiniz,
Aşk.


28 Mart 2017 Salı

Mevsimler Gibiyim

Sorma bana nasılsın diye,
Mevsimler gibiyim işte.
Bir o kadar kararlı, bir o kadar kararsız.
Yaz gibi sıcak,
Sonbahar gibi tatsız.
Kış kadar soğuk,
İlkbahar kadar tasasız.
Sorma bana nasılsın diye,
Mevsimler gibiyim işte.
İlkbahar gibi hayat dolu,
Sonbahar kadar ecele yakın.
Yaz sıcağı kadar hararetli,
Kış soğuğu gibi yorgun ve sona yakın.
Mevsimler gibiyim işte,
Gülüşünde saklanan ilkbahar gibi.
Varlığın adeta iç ısıtan bir kış güneşi.
Mevsimler gibiyim,
Mevsimler.